İŞTE BENİM ASOSYAL DÜNYAMIN DİĞER UNSURLARI

http://www.facebook.com/Volkangucluerr



11 Aralık 2012 Salı

Rutin'e İnat!


Her dünün yarınını yaşıyoruz insanlık olarak...

Hergün süregelen kısır döngüler...

Güneşin ilk ışıklarıyla daha kargalar kahvaltı yapmadan, horozlar ötmeden tek gözümüz açık diğeri yarı kapalı, yarı baygın bir şekilde telefonun alarmını beşer dakika erteleye erteleye daha çok uyumak istemeye çalışıp, en sonunda da alarma yenik düşüp sıcacık yataklarımızdan kalkıyoruz. Sabahları kahvaltı şart dayatılmasından dolayı her gün zorla da olsa kahvaltımızı yapıyoruz. Giyinip, dişimizi fırçalayıp evden kendimizi dışarı atıyoruz. Üç kuruş kazanmak için işe/üç kuruş kazanabilme becerimiz olması için okula gidiyoruz. Bütün günümüz dirsek çürütmeyle geçiyor. Günün kazancı: bolca stres, beden ve kafa yorgunluğu...

Koşarak, bir yerlere bir şeyler yetiştirerek geçiyor hayatımız boştan yere. Ödevler, işler güçler, projeler,sorumluluklar var bizleri bekleyen... Hepsi günlük şekilde yapılması zorunlu olan zorunluluklarımız. Etrafımızda gelişen olaylardan tamamen uzak, robot misali programlanmış bir yazılım harikasıyız hepimiz. Klonlanmış koyundan ne farkımız var ki! Ye, iç, uyu, uyan, çalış. Hayatımız sadece bunlardan ibaret, bu beş eylemi gerçekleştirebilmek için yaşar hale geldik; robotlaştık resmen... Robot bir insandan yeni şeyler beklemek imkansızdır. Çünkü yeniye, gelişmeye doğası gereği aykırıdır. Planlanmıştır, haliyle yadırgar ona farklı gelen şeyleri...

Gün geliyor artık tamam burda durma vakti, benden bu kadar demek geliyor; çünkü rutin insanoğlunu boğar, yaşama enerjimizi alır. Artık dayanacak güç kalmadığında çantamı alıp, doğaya kaçmak istiyorum. Doğada, bizleri bekleyen işler yoktur; oranın da kendine göre zorlukları vardır ama rutin değil her gün yeni şeyler yeni aktiviteler... En azından kafamız rahat olur.

Bazende bu hengamenin içinde insan monotonluğa, ağır tempoya ayak uyduramayıp olayların gerisinde kalıp, hayatı izlemeli. Düşünmeli, hayatın bu hızlı adımlarında kamlumbağa olmalı emin adımlar atmalı ama kendini yıpratmamalı. Çevremizde insanları bekleyen binlerce güzellik var sadece insanoğlu 'bakmak' ile 'görmek' eylemlerinin farkına varabilmeli. Velhasıl hayat bizi yordu. Koşmak yok artık, rüzgara kendimizi kaptırıp, rüzgarın savurduğu yere gitme vakti...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder