İŞTE BENİM ASOSYAL DÜNYAMIN DİĞER UNSURLARI

http://www.facebook.com/Volkangucluerr



27 Ağustos 2012 Pazartesi

Doğmamış Çocuğa Mektup

          Sen henüz başlangıcın bile başındasın evlat... Dünyaya gelmek her ne kadar senin elinde olmasa da milyonlarca sperm içinden birinci gelmekte senin maharetin olsa gerek. Sen bütün saflığınla, kirlenmemiş duygularınla, masumiyetin yegane göstergesi olarak dünyaya geleceksin. Dünyaya geldiğinde sana duyduğum endişeyi yıllar sonra anlam verip, bana hak vereceksin. Senin göre göre, yaşaya yaşaya tecrübelenmeni isterdim ama bu fırsatı hayat sana sunmuyor evlat. Elimden geldiğince sana nasihatler vereceğim; kulağını aç ve beni iyi dinle. Bak şimdi kolaylık olsun diye kronolojik olarak yazacağım beni mazur gör evlat, kafa bu karışıyor.
  • Emeklemeden yürünmüyor evlat; ağlayacak, zırlayacak yeri gelecek acıkacak, yeri gelecek susayacaksın ama bunları sürekli ağlayarak, mızmızlanarak dile getireceksin.
  • Yavaş yavaş ilk adımları atacaksın her ayağa kalktığında bir kez daha düşeceksin. Her düştüğünde de ben sevineceğim evlat sanma ki düştüğün için, yılmadan tekrar ayağa kalktığın için...
  • Yıllar geçecek kendini, anneni, beni tanıyacak; birçok şeye aklın erecek evlat. Bu evredeki tek derdin oyuncakların olacak. Sevin buna ilerde bu günleri mumla arayacak, özlem duyacaksın ama elden bir şey gelmeyeceği için de üzüleceksin. Üzülme evlat ben yanındayım.
  • Mahallede özgürce koşacak, arkadaşlar edineceksin. Artık kolların, bacakların yara bere içinde olacak buna da mızmızlanma tamam mı? Bizde o yollardan geçtik.
  • Yaşın artık tamamdır haydi okullu olmaya hazır mısın? Sana birçok şey alacam, her şeyi istediğinden. Sonra seni okula göndereceğim ve okul maceran burada başlayacak.
  • İlkokul en hızlı geçen dönemdir evlat... Değişik oyunların,maceraların olacak. Bir bakmışsın ilkokul bitiyor sonra mezuniyetin olacak ve baloya gideceksin yeni bir dönem başlıyor: Lise...
  • Ergenliğe adım atacaksın. Vücudunda anlam veremediğin değişiklikler olacak, hormonların çalışmaya başlayacak ama sen bu işten çıkamayacaksın, bocalayacaksın. Üzülme evlat ben hep yanında olacağım; bu dönemin de birlikte üstesinden geleceğiz.
  • Lisede ilk defa kalbin çarpacak, deliler gibi birini seveceksin. Ondan karşılık alacaksın veya alamayacaksın ama bunun senin için hiçbir önemi olmayacak.
  • Sistemin seni zorlamasına yenik düşüp, daha çocukluğunu bile yaşayamadan boyun kadar çantayla seni dershanelere göndereceğim evlat. Burada bana kızdığını biliyorum ama elden gelen bir şey yok. Böyle emrettiler, bizde yapıyoruz.
  • Yıllarca sana hayatında bir daha hiçbir yerde karşılaşmayacağın, anlamsız ve bir o kadar da gereksiz konular öğretecekler; düzene sövecek, lanet okuyacaksın. Benden de bir küfür gelecek düzene şaşırdın demi? Şaşırma bende karşıyım düzene ve yanındayım. Sende bitmek bilmeyen "eğitim işçisi" olarak kalacaksın.
  • Gün gelecek 2-3 saat gibi kısıtlı bir saatte oturma organından terler aka aka sınava girecek, yıllarca at gibi koşmanın meyvesini toplayacaksın. Ver elini üniversite...
  • Üniversite de artık benden araba isteyeceksin, başına buyruk davranıp, ayrı eve çıkmak isteyeceksin. Belki başka şehir kazanacaksın. Artık büyüdün evlat, senin her şeyin en doğrusunu yapacağından eminim artık!
  • Üniversiteyi sorunsuzca bitirdin, süreç bununla da bitmiyor. Bir sonraki aşama: İş arayacaksın. Bazen sen işi beğenmeyeceksin, bazen de onlar seni. Ama eninde sonunda iş sahibi olacaksın.
  • Doğru insanı bulacaksın bu sürede de ve onunla evlilik planı kuracaksın. Mutlu olacaksın ve çocukların olacak. Bana torun zevkini yaşatacak, beni çok mutlu edeceksin.
Evlat bu kötülüğü sana yapamam bunları da demek zorundayım. Hayat bu kadar da sanıldığı kadar tozpembe değil! Bir de bıçağın diğer soğuk ve keskin taraflarından da bahsetmek zorundayım. Haydi sana kıyak yapıyorum, bunları dinlerken bir kulağını kapatmakta özgürsün. Bak bunları sıralamayacağım, çünkü ne zaman karşına çıkacağını kestiremem.
  • Dost bildiklerin; beraber gülüp, beraber ağladığın bütün sırlarını bir çırpıda dile getirdiğin insanlar gün gelecek arkandan vuracak. "Bundan zarar gelmez" dediklerin başı çekecek ve seni çok zor duruma düşürecek.
  • Adaletli bir dünyaya gelmeyeceksin evlat... Hiç kimseden sana adaletli davranmasını bekleme... Çünkü bu iğrenç yeryüzünde başka kurallar geçerli... Zenginin ve arkası kalın olanın borusu ötüyor, diğer insanlar sadece piyon olarak kalıyor.
  • Bazı anlar gelecek. Kendini kalabalıkların yalnızı olarak bulacaksın. Üzülme evlat yalnız kalmak bazen kafa dinlemek için ideal bir ortam, bazı şeylerin muhakemesini yapmak için vazgeçilmez bir şans.
  • Uğruna ölürüm dediğin kişi sana yüz vermeyecek, aşk acısı yaşayacaksın. Uğruna şiirler yazıp, şarkılar besteleyeceksin ama nafile o senin yüzüne baka baka başka insanları öpecek, başka insanlarla evlilik hayalleri kuracak.
  • Masum çocuklar katledilecek. Bazen bu duruma kahrolacaksın, bazen de sitem edeceksin ama elinden bir şey gelmediği içinde üzüleceksin. Kulakların duya duya bombalar patlayacak, gözlerin göre göre şehit haberi alacaksın. Unutma evlat ilk önceliğin vatanın, milletin olsun bunlar her şeyden önce gelir.
  • İnsanlar senin bildiğin insanlar değil evlat. Onlar başka evrenden gelmişler yarın bir gün denyonun tekiyle evleneceksin. Ailede şiddetin başkahramanı olacaksın, kahraman dediğime bakma ezilen tarafta olacaksın. 
  • Senin temel değerlerini bazı insanlar dillerine dolayacak evlat... Bu durumdan prim almaya çalışacaklar. Demirbaş özelliklerin, duyguların, var oluş nedenlerini bazıları istismar edecek; sakın onlara göz açtırma. 
  • Hayat ne yazık ki toz pembe değil evlat... Çoğu zaman hayattan tokat yiyeceksin, bir çelme de hayat atacak ama endişelenme her düştüğünde biraz daha akıllanacak, her hatandan ders çıkaracaksın.
  • Tekdüze olmaya zorlanacaksın, senin farklılıkların, senin düşüncelerin bir takım insanlar tarafından asimile edilmeye çalışılacak. Unutma evlat! Sen bir klon değilsin, farklı olduğun için var oluyorsun.
  • Yıllarca x'in y'nin peşinde koşacaksın sırf eve ekmek götürmek için. Sana "endoplazmik retikulumun görevini, solucanın kalbini, periyodik tabloyu" ezberletecekler niye? Sadece daha ön sıralara geçmek için. Her şeyi ezberleyip, bir ay sonra unutacaksın. Ekmek kavgası bu kadar zor işte evlat.
  • Seni her gün güzel rüyalara iten o masum dediğin çocuk masalları bile(!) kirli evlat bunu söylemek en acısı ama ne yazık ki doğru. "Kırmızı başlıklı kız" masalı sanıldığı gibi değil tilki yemiyor aslında; o masalın gerçeği tilki kıza tecavüz ediyor. Alice harikalar diyarında filan değil çirkin olayların içinde evlat, bu duruma zorlanıyor.
  • Bazıları sırça köşklerde yaşarken, tek bildikleri para harcamak olan aptal burjuvalar varken bazıları da yalın ayakla sokakta dolaşacak evlat hepsini görüp, tanık olacaksın.
  • Sen sen ol kimse için yaşama. İnsanlarımız aynadaki görünenden ziyade başkalarıyla haşır neşir olmaktan çok mutlular evlat. Sen dört dörtlük bile olsan sana da bir yanlış yazacaklardır emin ol, bu yüzden de kimseyi umursama. Hayat senin hayatın...
  • En son olarak da sadece işi gücü gazetelerin ikinci sayfalarını süsleyen insanlar olan insanlardan sakın olma evlat. Unutma ki bir sonraki sayfa içler acısı üçüncü sayfa insanları bu yurdun insanları...Asıl dert, sıkıntı, üzüntü onlarda. Asıl vahşet onlarda. Onlardan ders çıkar evlat...
Söyleyeceklerim bu kadar evlat hayat ikinci saydıklarımı değil de hep ilk saydıklarımı yaşatsın sana. Her günün güneşin aydınlığı kadar parlak olsun, gecenin karanlığı yüzünü hiçbir zaman kapatmasın. Seni seviyorum....



 

14 Ağustos 2012 Salı

Unutulmaya Yüz Tutanlar-II

 
resim 1:Aşti'de yaşayan evsiz insanlar


          Ayrılıkların,kavuşmaların,salya sümüğün egemen olduğu yegane yerlerden biridir Aşti...

     "Nereye abi, nereye?, yardımcı olalım abi?" diyen çığırtkanların hakim olduğu ses cümbüşüne tanık olduğumuz bir yer: Aşti... Her geçtiğimiz günle birlikte globalleşen dünyada ve bu durumdan pay alan küreselleşme yolunda küçük ve bir o kadarda emin adımlar atan yurdumuzda, uzaklıkları yakınlaştıran, bu küçük dünyayı köyleştiren yerin sahibi: Aşti... Birbirinden farklı insanların, farklı hayatlarını(zengin-fakir ayrımı yapmadan), farklı yaşayış biçimlerini ve bu insanların anılarını(sevinçleri,mutlulukları,ayrılıkları,kavuşmaları) içinde barındıran bir yer: Aşti...

     İnsanların gözünü hırs bürümüş. "Herşeye ben sahip oluyum, herşey benim olsun" diye düşünen, aitlik düşüncesi içeren beyinlere sahip insanlar... İnsanoğlu aza kanaat etmiyor. Bu dünyanın fakirleşmesindeki asıl neden: Zenginleri ve durumu iyi olanları doyuramamak, yoksa fakirlerin bir şey dediği yok, bir talepleri de yok. Zenginlikleriyle hava atmayı seven gösteriş budalaları olan insanlar ve yaşamın kıyısında yaşayan, kimsenin yaşadığından bile haberi olmayan unutulan insanlar. İkisi de aynı ülkenin vatandaşı ama gel gör ki durum bundan ibaret değil. Aynı gökyüzünü paylaşmaları ortak olan tek şey, ama bu da karın doyurmuyor. Zenginin köpeği, kedisi bile özel mamalar yiyip, sütler içerken; fakirin çocuğu yemek bulamayıp, her gece aç yatarken bana adaletten bahsetmeyin. Burası yalan dünya...

     Hiç düşündünüz mü? Hastalıklı olarak gördüğünüz, yanına bile yaklaşmadığınız o insanlar da bu ülkenin vatandaşı. Ötekileştirme, farklılaştırma bizim işimiz şüphesiz. Sokakta, okulda, yolda, mahallede kısaca heryerde görüyoruz çünkü onlarda bir insan en önemlisi de bu toprakların insanı. Bazı insanların onları aşağıladığını, küçük gördüğünü çok kez tanık oldum. Resimde gördüğünüz insanlar sadece milyonda biri. Bu insanları da hayata bağlasak, onlara ev, iş versek doğru olmaz mı? Bunu akıl etmek akıllarına gelmiyor ya da göz ardı ediyorlar sanırım. Onların bileceği iş... Farkındalık önemlidir ve ben de bu farkındalığı göz önüne koymak için bu yazıyı ele alıyorum.

     Yeri geldiğinde söyleyeyim. Birtakım insanların yardım yapmasını, yardım kampanyaları filan başlatmasından ötürü çok mutlu oluyorum. Ama bu çalışmaları şov yaparcasına insanların gözüne sokmalarından hiç hoşnut değilim. Diplomatik insanların ve sanatçıların yardıma muhtaç ülkelere yaptıkları yere göğe sığdırılmayan şov hareketlerine, reklam kokan konuşmalarına sinir oluyorum. Yardım yapman doğru, iyi bir hareket ama yaptığın reklam insanların gözünde yaptığın iyiliği düşürüyor ey yardımsever insanlar. Bunu bilin!