İŞTE BENİM ASOSYAL DÜNYAMIN DİĞER UNSURLARI

http://www.facebook.com/Volkangucluerr



30 Temmuz 2013 Salı

Cıs cıs

     Dünyaya gözlerimizi açtığımızdan aylar sonra adımları korkak korkak atıp, emekleye emekleye yürüdüğümüz ve daha hiçbir şeyin farkında olmadığımız günlerde konuşmayı öğretmeye çalışır aileler durmadan, yorulmak bilmeksizin. Bütün aile fertleri kolları sıvayıp, bir misyon edinir, çocuğa türlü türlü oyunlar yaparak konuşturmaya çalışırlar. Konuştuğumuz ilk kelimeyi akıllarına kazırlar, ömrü boyunca unutmazlar. Çocuk da  her geçen gün dillenmeye başlar kelimeler yerini cümlelere bırakır. Mantıklı cümleler kurmaya başlar. Gün gelir, büyür konuşmaya başlar, konuşur da konuşur! Bu sefer de konuşturmak için çabalayanlar susturmak için el birliği yaparlar. İfade ettikçe kendini, varlığını öğrenip, kendini keşfetmeye başladığında konuşmak daha keyifli gelmeye başlar. Susmak çok güzel bir erdemken(büyükler için (!) ) neden bunca emek sarf ettin küçükken bana diye sormak gelmiyor mu size de?

     Aileler birbirlerine kendi çocuklarıyla övünürken(!) çok akıllı uslu olduğunu, sesinin soluğunun çıkmadığını derler(!). Tezatlığa anlam veremiyorum açıkçası. Ailemizin gözüne girmeye çalışma endişemizden dolayı olduk mu 'suskun' bireyler. Konuş arkadaşım konuş, sen düşüncelerini dile getirdiğin için varsın ve bunun için var olacaksın. Konuşmazsan sen, çevrende bulunan herhangi bir eşyadan farkın kalmaz ha masa olmuşsun, ha sandalye. Ne farkın kalır?

     Atalarımız demiş "Söz gümüşse, sükut altındır." diye sen asla altını seçenlerden olma arkadaşım. Altın yatırım için iyidir, bir seçim malzemesi olamaz. Sen gümüş ol, ama yatırımcı olma. Ses ol, düşünce ol, var ol! Madem laf atasözlerinden açıldı. "Ağzına biber sürerim."tabiri vardır hepimizin aşina olduğu. Hani çocukluğumuzun yegane korku diyalogu. Hep bir otokontrol, korkutma ile geçti ömrümüz. Kendimizi frenleye frenleye hayatımızı yaşayamaz olduk. Hiçbir zaman sessizden yana olma. Sesin olmadığı yerde sende yok olursun.